Et-Tibyan

“İslâm’a girmiş olan akıllı bir kimsenin, Âyetü’l-kürsî’yi okumadan uyuyacağını sanmıyorum.”

“İmâm ‘veleddâllîn’ dediği zaman, siz de ‘âmîn’ deyin. Zira kimin âmîn demesi meleklerin âmîn demesine denk gelirse, daha önceki günahları affolur.”

sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Kur’an’ı seslerinizle süsleyin.”

“Allahım! Bize dünyada da iyilik ver, âhirette de iyilik ver. Bizi cehennem azâbından koru.”

Abdestsiz Kur’an Okumak

Kur’ân-ı Kerîm’i abdestli olarak okumak sünnettir. Bir kimse Kur’ân-ı Kerîm’i abdestsiz olarak okursa bunun câiz olduğu konusunda İslâm âlimleri görüş birliği etmiştir. Buna dâir pek çok hadîs-i şerîf vardır.

Her gece, gecenin yarısı geçince Rabbiniz dünya semâsına iner ve şöyle buyurur:

“Bana duâ eden yok mu, onun duâsını kabul edeyim…”

Hasan-ı Basrî -Allah ona rahmet eylesin- şöyle dedi:

“Sizden önce yaşayanlar, Kur’ân-ı Kerîm’e Rablerinden gelen bir mektup gözüyle baktılar. Geceleri o mektubu okuyup üzerinde düşündüler; gündüzleri de ondan öğrendiklerini uyguladılar.”

Mü’minlerin emîri Hz. Ömer şöyle demiştir:

42. “Önemli görevlere atanmadan önce ilim öğrenin.”
[87]

Bu sözün mânâsı şudur:

* Geçim kaygısına düşmeden ve toplumda önemli görevler ve sorumluluklar yüklenmeden önce iyi yetişmeye bakın. Önemli mevkilere geldikten, ağır sorumluluklar yüklendikten sonra ilim öğrenmeye fırsat bulamazsınız.

Âlimler şöyle demiştir:

Öğrenim hayatının sıkıntılarına katlanmayan kimse, cehâletin karanlığı içinde ömür tüketir.

Gönlümüz o kadar geniş olmalı ki Rabbimizin bize lütfettiği veya lütfetmesini istediğimiz güzelliklere din kardeşimizin de sahip olmasını arzu etmeliyiz. Böyle bir gönül zenginliğine sahip olduğumuz zaman îmânımız da olgunlaşır.