Alpha and Omega

Uzun, sivri uçlu, mavi bir şapkası, uzun, gri pelerini, beyaz sakalının üzerinden geçip ta belinin altına kadar düştüğü gümüşi bir atkısı ve kocaman siyah çizmeleri vardı.

Yüzü bir elf-lordunun yüzü kadar soylu ve dürüst, bir savaşçı kadar güçlü, bir büyücü kadar bilge, cücelerin kralı kadar saygıdeğer, yaz kadar nazikti.

Bilbo, Batıda, uzak, çok uzak bir yerde, her şeyin mavi ve belirsiz gözüktüğü yerlerde, küçük hobbit-kovuğunun, rahat şeylerinin ve güvenli ülkesinin bulunduğunu biliyordu

Sonra rüzgâr çıktı ve yağmur geldi ve rüzgâr, yağmur ve doluyu her yönde kamçıladı, böylece asılı kaya koruma özelliğini yitirdi

Genellikle, eğer ararsan mutlaka bir şey bulursun, ama bu her zaman peşinde olduğun şey olmaz.

Eğer bir şey bulmak istiyorsan aramak gibisi yoktur

Yapabileceği en iyi tahmini yapıp sürünerek oldukça uzun bir süre ilerledi, ta eli birden tünelin zeminindeki soğuk metalden ince bir yüzüğe değene dek. Bu mesleğinde bir dönüm noktasıydı, ama o bunu bilmiyordu.

Ama goblinler güneşi sevmezler: Güneş bacaklarını titretir ve başlarını döndürür.

Kanatlarımzın altındaki rüzgâr sizi güneşin yelken açtığı ve ayın gezindiği yerlere taşısın

nereye yollanırsanız yollanın yolunuz açık olsun, taa kartal yuvalarınız yolculuğunuzun sonunda size kavuşana dek!