Çağımız, küresel iletişim mitinin küresel ekonomik düzeni meşrulaştırmak için çılgınca yeniden üretildiğine tanık oluyor. Küresel piyasa aktörleri ekonomik ve kültürel küreselleşmenin Tanrıların insanlığa vaadettiği yeryüzü cennetinin ifadesi olduğunu dile getirmek için hiçbir fırsatı kaçırmamakta; mutluluk habercisi olarak sunulan küreselleşme, sadece piyasa toplumunun ekonomik ve siyasi aktörlerince dillendirilen bir tahayyül değil; aynı zamanda bu tahayyül liberal bakış açısından beslenen toplum bilimlerinden ve piyasa toplumunun bayrakları önünde yerlere kadar eğilen ulusal ya da uluslararası medya tarafından da yaygınlaştırılıyor.
İster ekonomik, ister politik, isterse de kültürel olsun küreselleşme, meşruluğunu iletişim toplumuna atfedilen değerleri kendi değerleriymiş gibi sunmasından alıyor. Yaşadığımız çağı, küresel iletişim ve enformasyon toplumu mitleri ile kültürel küreselleşmenin vadettiği var sayılan dünya nimetleri işgal ediyor.
Bu temel eserde tüm bu işgalin düşünsel ve kavramsal serüvenini bütün detaylarıyla göreceksiniz.